Londra’da Alevilik dersi ilgi gördü
Bir seneden fazla bir süreden beri Londra’nın Enfield bölgesinde bulunan Prince of Wales okulunda 7-11 yaşları arasındaki Alevi çocuklara, Alevi inancı hakkında dersler veriliyor. Prince of Wales okulu Müdür Yardımcısı Julia Clarke, Aleviliğin müfredata alınması konusunda projeyi başlatan eğitim sosyoloğu Dr. Celia Jenkins ve kendisi de Alevi Kürt göçmen olan sosyolog Ümit Çetin ile okullarda Alevilik dersleri, bu derslerin öğrencilerin gelişimi ve eğitimleri için önemini konuştuk.
Okullarda Alevilik derslerinin verilmesi projesi, bir seneyi aşkın bir süredir Prince of Wales okulunda uygulanıyor. Proje fikri nasıl ortaya çıktığı ve faaliyete geçti?
Celia Jenkins: Westminster Üniversitesi’nde küreselleşme, din ve kalkınma temasıyla gerçekleştirdiğimiz bir konferansa Cemevi’nden yetkililer de katılmıştı. Bize Alevi çocuklarının ve gençlerinin birtakım kimlik sorunları yaşadıklarından bahsettiler. Bazı gençlerin çete gruplarına ve uyuşturucuya bulaştığını, okuldan kaçtıklarını, aileleri ile sorunlar yaşadıklarını ve intihar ettiklerini anlattılar. Bu ülkede kim olduklarını bilmeyen gençlerin, yani kimlik sorunu yaşayan gençlerin okulda başarısız olduğu biliniyor. İngiltere’de yaşayan Alevi gençlerin sorunlarını derinlemesine araştırmak amacıyla Cemevi yetkilileriyle işbirliği içerisinde bir çalışma yürütmeye karar verdik. Cemevi’nin komitesiyle toplantılar gerçekleştirip Alevi gençleriyle konuştuk. Gençler eğitimlerini sürdürdükleri okullarda Türkiye’den geldikleri için Müslüman olarak görüldüklerinden ancak Müslümanların da onları dışladıklarından bahsettiler. Çünkü kimse Aleviliğin ne olduğunu bilmiyor aslında. Bu yüzden kendi aramızda bir karar verip Aleviliğin okullarda öğretilmesi gerektiği kanaatine vardık. The Prince of Wales okulunda Julia’nın da katkılarıyla dersler başladı. Alevi aileleriyle görüştük, onlardan fikir aldık. Proje başladığından bu yana Cemevi, Westminster Üniversitesi ve dersin verildiği okul arasında kuvvetli ilişkiler geliştirdik.
Derslerin verildiği okulda çocukları olan Alevi ailelerin bu projeye yönelik yaklaşımları nasıl oldu?
Julia Clarke: Çok beğendiler ve memnun kaldılar. Çocuklar eve gidip ders konusunda aileleriyle görüştüler. Aileler Alevilik dersinin bir parçası olarak okulda yapılan Semah gösterisine katıldılar. Aleviliği sadece İslam çerçevesinde değerlendiren kişiler bu ders sayesinde Aleviliğin tam olarak ne olduğunu anladılar, temel pratiklerini kavradılar. Alevi anne ve babalar da aslında derslerden çok şey öğrendiler çünkü çocuklar neler öğrendiklerini evde aileleriyle paylaşmaya başladı.
Kaç tane Alevi öğrenci derslere katılıyor? Ders müfredatında neler yer alıyor?
Julia Clarke: Okulda 66 tane Alevi öğrencimiz var ve hepsi derse katılıyor. Hem teoriye hem de pratiğe yönelik bir eğitim uyguluyoruz. Alevi kültürünün ne olduğunu ve Alevilik için önemli olguları öğreniyorlar. Örneğin ‘eline, beline, dilini sahip ol’ gibi Aleviliğin temelini oluşturan prensiplere değiniyoruz. Sınıfta bir tartışma ortamı yaratıp herkesin fikrini almaya dikkat ediyoruz. Cemevi bize Aleviliğe dair kitapçıklar verdi. Müfredatı oluştururken oradan aldığımız materyalleri kullanmaya özen gösterdik. Elbette çocuğun yaşına göre eğitim ve öğretim seviyesi ve zorluğu değişiyor.
Celia Jenkins: Sanırım burada Aleviliğin öğretilmesinin yanısıra başkası tarafından kabul görme durumu çok önemli. Yani okulda Semah gösterisinin yapıldığını gördüklerinde bu çocuklar kendi kimliklerine daha çok bağlandılar, çünkü evden veya Cemevi’nden aşina oldukları kültürlerine ilişkin bir aktiviteyi okulda görmeleri gelişimlerini sağlıklı geçirmeleri bakımından da önemli. Bazı Alevi çocuklar, Alevi olduklarını bile bilmiyorlardı. Derslerden sonra aileleri ile bu konuda konuşmaya başladılar ve Alevi olduklarını sonradan öğrendiler. Türkiye’de Alevi kimliğine uygulanan baskılardan dolayı aileler dinsel meseleleri konuşmamaya alışmışlar. Bu alışkanlarını yurt dışında da devam ettiren aileler var yani. Bu dersler sayesinde bazı aileler bunun farkına vardı.
Ümit Çetin: Projenin başında yaşadığımız en büyük sorun Aleviliği nasıl tanımlayacağımız sorunuydu, çünkü Aleviliğin tek ve yegane tasviri yok. Aleviliğin farklı tanımları ve algılanışları var. Biz hiçbir zaman Alevilik konusundaki baskın değer yargılarını referans alarak bu iyi ve doğru olandır demedik. Aleviliğin farklı yorumlarının olduğunun farkındayız. Bizim burada yaptığımız şey, her yaklaşımda var olan ortak noktaları değerlendirip bir mozaik sunabilmek oldu. Biz Aleviliği anlamaya çalışırken Aleviliğin kendisinden de çok şey öğrendik. Çocukların okulla ilişkileri ve okuldaki durumları hayatlarının geri kalanı ile de çok ilintili. Okulda kendinden bir parça görmeyen bir çocuğun okuldan kopması çok normal. Aleviler okullardaki din derslerinde Müslüman öğrenci gruplarının arasına yerleştiriliyorlar. Diğer taraftan Alevilik hakkında olumsuz önyargılar oldukça yaygın. Bu bakımdan bu proje, bu tarz olumsuz yargıları ve yaklaşımları yıkmak için çok iyi bir fırsat. Bu dersler sayesinde Alevi çocukların özgüvenlerinin artmasını umuyoruz. Ben Türkiye’de okurken Alevi olduğumu kimseye söyleyemezdim, bence benzer bir durum İngiltere’de farklı nedenlerle de olsa yaşanıyor
Julia Clarke: Müslüman çocuklar derslerden önce Alevi çocuklarının inançsız olduklarını düşünüyorlardı. Bu dersler sayesinde Alevilerin de bir inançları olduğu ve Aleviliğin diğer dinlerle ve inançlarla eşit değerde olduğu görüldü. Çünkü biz bütün dinlerin eşit olduğunu benimsetmeye çalışıyoruz. Bu derslerle vermek istediğimiz mesaj da Aleviliğin de öğrenildiğinde kişiye çok şey sunabileceği mesajıdır. Projeye dair rapor ve makalelerimizi zaman içerisinde yayınlamayı düşünüyoruz.
Bu programa katılacak ve katılan Londra’da başka bir okul var mı?
Celia Jenkins: Evet. Dersler Islington bölgesinde bir lisede de başladı. Londra’nın çeşitli yerlerinden okullar Cemevi ile iletişime geçip okullarında Alevilik derslerini başlatmak istediklerini belirtmişler. Gerekli materyalleri Cemevi’nden edinmişler. Biz halen müfredat üzerine çalışıyoruz ve dersi verecek kişileri bir kursa tabii tutmak istiyoruz. Şu anda lise seviyesindeki öğrencilerin müfredatı üzerine çalışıyoruz. Öğrencilerin kendileri de müfredatın hazırlanması sürecine dahil olacaklar.
Ümit Çetin: Bu programa dahil olan okulların sayısının artacağını düşünüyoruz. Önümüzde yasal herhangi bir engel yok. Dinden sorumlu resmi bir kurum bizim materyallerimizi inceledikten sonra Aleviliğin öğretilmesi konusunda resmi onayı verdi. Bu proje için de önemli bir izindi. Türkiye’de Aleviliğin öğretilmesi ve kabul görmesi önünde halen yasal engeller var. Türkiye’deki Aleviler halen birçok baskıya maruz kalıyorlar. Kimse kimsenin dinini, inancını veya inançsızlığını sorgulamamalı. Dini ve kültürel bir kimlik olarak Aleviliğin diğer kimliklerden farklı fakat onlarla eşit olduğu gerçeği kabul görmeli. Bunun için de yasal ve sosyal düzenlenmelerin bir an önce gerçekleşmesi gerekiyor.
Julia Clarke: Bence Kuzey Londra’daki okulların hepsinin öncelikle okullarında kaç tane Alevi öğrencisi olduğunu saptamaları gerekiyor. İlgili kuruluşlar ile bağlantıya geçip düzenlemeler yapmaları gerekiyor. Örneğin Cemevi’nden birilerini çağırıp okulda bağlama çalmalarını ya da Semah gösterileri yapmalarını isteyerek programa başlayabilirler.
ÖZLEM GALİP/LONDRA