AVRUPA’DAKİ SÜRGÜNLER ÖRGÜTLENDİ Reviewed by El-Com on . Avrupa’nın 10 ayrı ülkesinde yaşayan Türk, Kürt, Ermeni, Asuri, Ezidi sürgünler, 15 Aralık günü Almanya’nın Köln kentinde toplanıp bir platform oluşturdular. 12 Avrupa’nın 10 ayrı ülkesinde yaşayan Türk, Kürt, Ermeni, Asuri, Ezidi sürgünler, 15 Aralık günü Almanya’nın Köln kentinde toplanıp bir platform oluşturdular. 12 Rating:
You Are Here: Home » Avrupa » AVRUPA’DAKİ SÜRGÜNLER ÖRGÜTLENDİ

AVRUPA’DAKİ SÜRGÜNLER ÖRGÜTLENDİ

Paylaş…Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Email this to someoneShare on LinkedInPrint this page

Avrupa’nın 10 ayrı ülkesinde yaşayan Türk, Kürt, Ermeni, Asuri, Ezidi sürgünler, 15 Aralık günü Almanya’nın Köln kentinde toplanıp bir platform oluşturdular. 12 Mart ve çoğunluğu 12 Eylül askeri darbesi sürgünü olan 120 kişi, akşam geç saatlere kadar yoğun bir tartışma sonrasında 23 kişiden oluşan bir meclis ve bunun içiden de 9 kişilik bir yürütme seçtiler. Sürgün Platformu’nun sözcülüğüne ise Neslihan Çelik (Avukat) ve Hayri Argav (yazar-yönetmen) getirildi.

Toplantı Köln’ün Porz semtinde Stadtgymnasium’un konferans salonunda yapıldı. Saat 15 başlayan toplantı, yazdan bu yana hazırlık çalışmalarını yürüten Platform Girişimcileri adına Hayri Argav’ın yaptığı konuşma ile açıldı. Yaptığı konuşmada Argav, yazdan beri sürdürdükleri çalışmalar konusunda katılmcıları bilgilendirdi. 24 sivil toplum örgütünün kendilerinin çalışmasına destek verdiğini ve çağrı metinin de Avrupa’nın 10 ülkesinde yaşan 120 sürgün tarfından imzalandiğini belirtti. Türkiye’de 1915 yılında Ermeni, Asuri Rum haklarının uğradıkları soykırımın bir boyutunu sürgünün oluşturduğunu, ama sürgünler sorununun bugüne değin süregelen bir devlet politikası olduğuna dikkat çekti. Sosyol-Yazar Pınar Selek, gazeteci Necati Abay, BDP yönetiminden Hatice Çoban gibi birçok insanın bunun son örneklerini oluşturtuğunu söyledi.

“Devlet, “sügünler” diye bir sorun yokmuş gibi davranıyor. Bizlere “dönün” gibi çağrılar yapılıyor. Biz sadece bedenen değil, bizi biz yapan düşünce ve değerlerimizle dönmek istiyoruz” dedi. Bunun için ise Türkiye’deki siyasal ve hukuksal zeminin güvenilir olmadığını, bunu bir gerilla grubu ile Mahmur kampından gelen sürgünlerin oluşturduğu “Barış Grubu”nun durumunda da gördüklerini söyledi. Sürgünler olarak görevlerinin “sürgünler gerçeğini ortaya çıkarmak ve mücadelesini vermek” olduğunu belirtti.  Sürgünler Platformu, sürgünlerin hakları için mücadele verirken çalışmasını, akademik, hukuksal, siyasal ve sosyal-kültürel gibi dört önemli ayak üzerinde oturtması gerektiğini, akademik bir çalışma olmadan diğer alanlarda yapılacak çalışmanın güçlendirilemeyeceğin söyledi.

Erdal Boyoğlu (yazar), Enver Toksoy (sürgün), Neslihan Çelik (avukat) ve Fevzi Karadeniz (sendikacı-yazar)’den bir divan oluşturuldu.

12 askeri darbesinden itibaren Köln ve çevresinde sürgünlerin davalarıyla yakından ilgilenen Avukat Hans Werner Odenthal Almanya’daki sürgünler, yaşanan sıkıntılar ve bundan sonra hukuksal olarak yapılması olası yöntemler üzerine bir konuşma yaptı. Alman devletinin mültecilere uyguladığı politikayı protesto etmek için 30 Ağustos 1983’de Türkiye’ye iade etmek için yapılan duruşmada, duruşma salonunun penceresinden atlayıp ölümü seçen ve bu yıl Hamburg’un Altona semtinde bir parka adı verilen Cemal Kemal Altun’un durumuna da değinen Odenthal, hukuksal alanda sürgünlerin sorununa da yardımcı olacağını belirtti.

1971 Mart askeri darbesinden beridir Belçika’nın başkenti Brüksel’de sürgünde bulunan, yazdığı kitapları fransızca, İngilizce ve Hollandaca gibi bir çok dillde yayınlanmış olun saygın gazeteci Doğan Özgüden ve eşi gazeteci İnci Tuğsavul’un da toplantıya katılanlar arasındaydı. Özgüden toplantıda bir konuşma yaptı.

Konuşmasına toplantıya misafir olarak Brüksel’de bulunan Ragıp Zarakolu ve toplantıya katılamayan Brüksel Kürt Enstitüsü’nden Derwich Ferho, Demokrat Ermeniler Derneği‘nden Bogos Ökmen ve Asuri Enstitüsü’nden Nahro Beth Kinne’nin selam ve başarı dileklerini ileterek başladı. 1961 yılında yapılan göçmen işçiler anlaşamasının “Anadolu’nun binlerce yıllık göç vermeler, göç
almalar tarihinde önemli bir kilometre taşı olduğunu” söyledi

“Oldum olası bu göçmen-sürgün ayrımından rahatsızlık duydum. Bir insan, hangi nedenle olursa olsun, doğduğu, büyüdüğü, kişiliğini bulduğu topraklardan zorla kopartılmışsa, göçmen değil sürgündür.”
Avrupa’da birçok aydınla birlikte sürgünler için verdikleri mücadeleri anlatan Özgüden, 1974 yılında Yunanistan’daki askeri darbenin yıkılışı sırasında sürgünde bulunun Yunanlı muhaliflerin o dönüş anılarını anlattı. Türk devletinin ise her zaman baskı uygulayarak Belçika ve diğer ülkelerdeki faaliyetlerini engelleme yolunu seçtiğin söyledi. Sürgünde yaşamını yitiren “Nazım Hikmet, Yılmaz Güney, Ahmet Kaya, Fahrettin Petek gibi sanatta ve bilimde yaratıcı kavga insanları” andığını ve en güzel kavgayı onların verdiğini söyledi

Toplantıda yazar Kemal Yalçın, yazar Atilla Keskin, politilog Mustafa Akgün, Türkiye’den avukat Filiz Kalaycı, yazar İrfan Cüre, sendikaci Selaattin Yıldırım, Ali Mitil, Selma Metin, Atik temsilcisi, Hatice Güden, İlyas Emir, ezidiler adına Ali Seçik, Belkıs Pişmişler de birer konuşma yaptı.

Geceye Deniz Keziban Çakıcı, Doğu Ermenistan’dan Sarkis Hatspanian, Sol Parti eski NRW milletvekili Hamide Akbayır ve katılamayan birçok sürgün, mesaj gönderdi.

Daha sonra kitle örgütleri ve tek tek kişilerin sözalarak konuştuğu toplantı, verilen arada Erdoğan Egemen ve Ozan Emekçi’nin okuduğu güzel şiirlerlerden sonra yapılan meclis seçimleriyle son buldu.

 

Scroll to top
UA-37549610-1